Kolposkopi Nedir ?
Kolposkopi, rahim ağzı, vagina ve vulvanın aydınlatılmış ve büyütülmüş görüntüsünü elde etmek için kullanılan tanısal bir işlemdir. Bu işlemde çeşitli büyütme merceklerine sahip kolposkop adı verilen bir mikroskop kullanılır.
Uyarı: +18 Doğrulama Gerekmektedir.
Görüntülemeye çalıştığınız içerik/görsel +18 doğrulama gerektirmektedir.
Eğer 18 yaş ve üzeri olduğunuzu doğruluyorsanız "e-posta" sekmesine
e-posta adresinizi yazarak, "Doğrula" butonuna tıklayınız.
“Kolposkop” aslında kocaman bir mikroskoptur ve temel amaç kadının rahim ağzı ve diğer dış genital sistemini büyüterek, yüksek ışık altında incelenmesini sağlayan bir cihazdır.
Serviks ve vaginanın incelenmesi; kötü huylu ve kanser öncülü epitelin (=dokunun) sınır, renk ve damar yapısına ait özeliklerin kolposkop ile tanımlanabilmesi esasına dayanır. Epitelyal yüzeyin gelişmiş yöntemlerle görüntülenmesi kolposkopiyi kullanan kişiye normal dokuyu anormal alanlardan ayırma imkanı verir ve bu sayede şüphelenilen bölgelerden biyopsi alınır. Keratinize epitele (çok katılı epitel dokusu) sahip olan vulvanın kolposkopisi, aydınlık ışık altında büyütülmüş bir görüntü ile muayene imkanı verir.
Kolposkopinin temel amacı kanser öncülü ve kansere ilerlemiş lezyonların tanımlanarak erken dönemde tedavi edilebilmesini sağlamaktır.
Kolposkopi kimlere, ne zaman yapılmalı?
2006 yılında “Amerikan Kolposkopi ve Servikal Patoloji Derneği (ASCCP)” rahim ağzı kanseri tarama testleri anormal olan ve rahim ağzı kanseri öncülü lezyonları bulunan kadınların yönetimini esas alan bir kılavuz oluşturmak üzere toplandı. Kadın sağlığı ve kanseri konusunda yetkili ve donanımlı birçok organizasyon bu toplantıda temsil edildi. Aşağıda belirtilen genel kategoriler doğrultusunda erişkin kadınlarda kolposkopi önerildi:
◾ Hücresel düzeyde özgün anormallikler
◾ Uzun süreli atipik inflamasyon hücreleri (ASCUS) veya yüksek riskli HPV pozitif ASCUS
◾ Yüksek evreli lezyonların dışlanamadığı atipik hücreler (ASC-H)
◾ Atipik glandüler hücre (AGC)
◾ Düşük evreli yassı hücreli kanser öncülü lezyon (LSIL)
◾ Yüksek evreli yassı hücreli kanser öncülü lezyon (HSIL)
◾ İnvaziv kanser şüphesi
◾ Kanser hücresi mevcudiyeti
Kolposkopinin gerekli olduğu ilave durumlar:
Hücre incelemesi(sitoloji) normal hastanın yüksek riskli HPV testinin iki sene üst üste pozitif gelmesi. (Bkz. “Serviks kanseri taraması”, “Anormal HPV testi, normal Pap testi” bölümü)
Anne rahminde Dietilstilbestrol(DES)’e maruz kalmış kadınlar (Ancak artık bu hastalara rastlamak son derece zor!)
Dokunulduğunda veya çıplak göz ile bakıldığında anormal izlenen serviks, vagina veya vulvanın değerlendirilmesinde
Bilinen lezyonların tamamen alındığından veya tedavi edildiğinden emin olmak için, çevrede başka bir lezyon varsa saptamak ve tedavi sonrası değerlendirme için konizasyon sırasında veya başka tedavi yöntemleri ile eş zamanlı olarak yapılabilir.
Peki kolposkopinin yapılmaması gereken durumlar nelerdir?
Kolposkopinin uygulanmasına kesin engel olacak bir koşul yoktur.
Hastanın çok şiddetli akıntısı var ise muayene ve kolposkopi öncesi mutlaka tedavi etmek gerekir. Zira infeksiyon dokuda yangıya neden olur bu durum ise yanlı yerden biyopsi alınmasına ya da epitel dokuda izlenen değişimlerin yanlış değerlendirilmesine neden olabilir.
Ancak böyle yazınca oluyor da, pratik ve zamansız yaşadığımız günümüz dünyasında olmuyor ne yazık ki, yazdığımızla kalıyoruz. Dolayısıyla kolposkopi yapan kişi tecrübeleri doğrultusunda hastaları seçmeli ve yönlendirmelidir.
Örneğin “Trikomonas vaginalis” rahim ağzı ilhtihabına sebep olabilir ancak vagina infeksiyonları kolposkopinin yapılmasına engel değildir.
Bu örnekten yola çıkarak bir kez daha vurgulamak gerekir ki kolposkopi acayip tecrübeye dayanan ve uygulayan operatörün becerisi, kişisel tecrübesi doğrultusunda bilgi veren bir alettir. Benden duymuş olmayın ama aynı ultrasonografi gibidir. Elde edilen sonuçlar yapan kişiye bağımlıdır.
Şimdi gelelim esas konuya KOLPOSKOPİ nasıl yapılır?
1.Hazırlık Aşaması: Hastanın çok iyi bir anamnezinin alınması şarttır. Örneğin tüm tıbbi geçmişi doğurganlığı ile ilgili bilgi (kaç doğum, düşük vs), son adet dönemi, kullandığı herhangi bir hormon veya hormon içeren cinsel korunma yöntemi kullanımı, daha önceki rahim ağzı sitoloji sonuçları, HPV testi sonuçları, allerjileri, kullandığı ilaçlar, bağışıklığını baskılayan durumlar (örneğin ülseratif kolit ya da ankilozan spondilit ya da lenfoma gibi kan hastalıkları var mı? Tedavi görüyor mu?) ve daha önce servikse yapılan müdahaleleri içeren belirli bilgiler sitoloji, histoloji ve kolposkopinin çözümlenmesinde önemli olabilir. Allerji sorgulanmalıdır. En çok da iyot allerjisi sorgulanır. Bu nedenle iyot allerjisi olan kadınların işlem öncesi belirlenmesi gerekir ki muayenede sıkça kullanılan iyot içeren solüsyonların kullanımından kaçınılsın.
Hamilelik konusunda en ufak bir şüphe varsa gebelik testi mutlaka yaptırılmalıdır. Serviks içine küretaj işlemi (ki bizler endoservikal küretaj kısaca ECC diyoruz) gebe kadında doğum kesesine olası bir travma ve ağır kanama riski nedeniyle UYGULANMAZ.
Hastanın serviks sitolojisi dışarıda bir laboratuarda yapılmışsa veya bilinmeyen bir sitoloji uzmanı tarafından yorumlanmışsa sıklıkla sitolojik tanıyı doğrulamak için ikinci bir sitoloji örneklemesi uygulanması gerekir. En azından klasik kitap bilgisi bu yönde.
2. Kolposkopi İşlemi — Kolposkopi, hasta sırt üstü yatar pozisyonda klasik ve siz kadınların hoşlanmadığı ve hoşlanılacak da bir tarafı bulunmayan jinekoloijik muayene pozisyonunda yapılır. Vulva herhangi bir şüpheli bölge var mı düşüncesiyle gözlemlendikten sonra vagina içine spekulum yerleştirilir. Bütün rahim ağzının ve vaginanın izlenmesi için en uygun spekulumun kullanılması gerekir.
Yakın zamana ait sitoloji değerlendirmesi sitoloji, kolposkopi ve histoloji arasındaki uyumu en yüksek düzeye taşır. Serviks sitoloji değerlendirmesi 6 haftadan kısa aralıkla yapılırsa yalancı negatif sonuç elde edilebilir çünkü örnek alınan serviks epitelinin yenilenmesi 6 haftayı bulabilir. Eğer gerekli ise sitoloji örneği üzerinde HPV testi yapılabilir.
3. Kolposkopik Muayene — Rahim ağzı ve vagina önce parlak bir ışıkla gözlemlenir daha sonra kolposkop kullanılır. Mukus, kan, akıntı veya kalıntı ile kaplanan serviks daha iyi bir görüş için salin (tuzlu su) emdirilmiş bir pamukla temizlenir. Solüsyonlar uygulanmadan önce olası aşınmış bölgeleri, gerçek lökoplakileri, koyu renkte lezyonları, belirgin ülserli veya yüzeyden kabarık lezyonları saptayabilmek için serviks kontrol edilir.
Asetik asit solüsyonu anormal alanların görüntüsünü iyileştirmek için kullanılır. Skuamokolumnar bileşkenin tanınmasını kolaylaştırmak için pamuk çubuklarla %3-5’lik asetik asit servikse uygulanır. 30-60 saniye sonra asidik sıvı hücre içinden suyu çeker, daha geniş ve yoğun çekirdekli yassı hücreler (metaplastik hücreler, displastik hücreler, HPV ile infekte olmuş hücreler vb.) ışığı yansıtır ve bu yüzden beyaz görünür.
Böyle anlattığımızda anlaşılır olsa da aslında neden asetobeyaz epitel oluştuğunu çok da bilmiyoruz. Diğer taraftan akantoz gibi yangıya bağlı selim hücresel değişimler de asetobeyaz epitelin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Kan damarları ve silindirik hücreler etkilenmez fakat beyaz zemin üzerinde farkedilmeleri kolaylaşır. İhtiyaç halinde asetik asit 3-5 dakika sonra tekrar uygulanmalıdır. Eğer aşırı miktarda asetik asit vaginada göllenirse tahrişe sebep olacağı için kuru pamuklu çubuklarla uzaklaştırılmalıdır.
Kolposkopi yapan klinisyen öncelikle skuamokolumnar bileşkeyi yani transformasyon zonunu yani geçiş zonunu tanımalı ve değerlendirmelidir.
Rahim içine ait bezsi, silindirik doku (columnar epitel) ve vaginaya ait dokunun (skuamöz epitel) karşı karşıya geldiği bölge olan skuamokolumnar bileşke, silindirik hücrelerin yassılaştığı transformasyon zonunu gösterir. Transformasyon zonu aktif hücre çoğalmasının olduğu bölgeyi temsil eder dolayısıyla metaplazik hücreler ile tanımlanır. İşte HPV virüsü bu hücreleri infekte etmeye bayılır.
Bu nedenle anormal büyümeyi gösteren en muhtemel yer burasıdır. Transformasyon zonunun yeri yaşa, menopoz gibi hormonal durumlara, doğum kontrolü için hormon kullanımına, gebeliğe, önceki serviks tedavilerine ve vaginanın asitlik derecesine bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Transformasyon zonunun görülebiliyor olması kolposkopi muayenesinin başarılı olduğunu yani bütün skuamokolumnar bileşkenin çepeçevre görülebildiğini gösterir. Ancak görülememişse muayene tatmin edici değildir. Yeterli bir muayene için ek olarak görülebilen bütün lezyonların sınırları tamamen tanımlanmalıdır. Bu durum “yetersiz kolposkopi” olarak tanımlanır.
Kaynak: Bu makale UpTODate sitesi temelli bir yazıdır.
27 Temmuz 2016 tarihinde Prof. Dr. Süleyman Engin Akhan tarafından yayınlanmış ve 06 Eylül 2017 tarihinde de son güncelleme yapılmıştır.